İneği nasıl kazandığını Hacı Bektaş Veli'ye uzun uzun anlatır. Adamı dinleyen Hacı Bektaş Veli kararını verir.
- Uygun değildir. Kabul edemeyiz... diye kurbanı geri çevirir.
Çok sıkılan adam "Ne yapayım?" diye düşünerek Konya'da bulunan Mevlana Celaleddin Rumi'ye (HY 1273) gitme kararı alır.
Mevlevi dergâhına varır ve durumu Mevlana'ya anlatır.
Mevlana, adamı dinledikten sonra tereddüt bile etmeden hediyeyi hemen kabul eder.
Adam beklemediği bu kabul ile şaşkınlılık geçirir ve aynı şeyi Hacı Bektaş Veli'ye de anlattığını, ama onun hediyeyi geri çevirdiğini söyler.
Mevlana'dan davranışının sebebini sorar.
Mevlana şöyle der:
- Biz bir karga isek Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.
Adam hediyesinin kabul edilmesi sevinci ile geri döner; üşenmez kalkar Hacı Bektaş Dergâhı'na gider ve Hacı Bektaş Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun, sebebini öğrenmek ister.
Hacı Bektaş şöyle der:
- Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise, Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.