English French German Spain Italian Dutch Russian Portuguese Japanese Korean Arabic Chinese Simplified

Sufi ile Terapist Kitabı Çıktı

Ali Rıza Bayzan'ın yakında yayımlanacak olan "Sûfi ile Terapist" adlı kitabından

This is default featured slide 4 title

Sufi ile Terapist Kitabı Çıktı.

Sufi ile Terapist Kitabı Çıktı

Ali Rıza Bayzan'ın yakında yayımlanacak olan "Sûfi ile Terapist" adlı kitabından.

Sufi ile Terapist Kitabı Çıktı

Ali Rıza Bayzan'ın yakında yayımlanacak olan "Sûfi ile Terapist" adlı kitabından.

4 Aralık 2011 Pazar

İlahi Nur


 İnsan topraktan yaratıldı ama,

göründüğü gibi bir sûretten, bir gölge varlıktan ibâret değildir! ,Gözlerini oğuştur da 

iyi bak, 

onda celâl nûru, ilâhî nûr parlamada, göz kamaştırmadadır! 

Mevlana, Mesnevi



--Sufi ile Terapist--

Öfke


Bir öfkenin, 

bir acının kızgın demiri kalbimize dokunmadıkça 

ses gelmiyor oradan. 

Cemil Meriç (ö. 1984)


--Sufi ile Terapist--

KALP GÖZÜ


KALP GÖZÜ

bir kimse , kalbini gazap, şehvet ve fena huyların elinden,

 bu dünyanın aşağı hâllerinden kurtarır... 

Böyle olunca...

Melekler güzel suretlerde ona görünür. Peygamberleri de görür.

Onlardan yararlanır.

Ünlü Sûfi Bilgin İmam Gazali (ö. 1111), Kimya-i Saadet


--Sufi ile Terapist--


Sufi İle Terapist


İnsan hayvandan konuşmakla üstündür. 

 Ama doğru konuşmazsan hayvanlar senden üstün olurlar.

Sadi Şirazi (ö. 1292)


--Sufi ile Terapist--

Ah !!


AH! 
Allah kelimesinin ilk ve son harflerinin bitişmesiyle oluşur.

Arapça'da ve Türkçe'de aşk ateşi ile insanın iç çekişi ve inleyişidir.
Eskiden minyatürlerde şu şekilde resmonulurdu: Dağlar, vadiler, ağaçlar,
sular, çayırlar hepsi yanıyor, hepsi alevler içinde, ok girmiş bir kalb, kan damlıyor ve üzerinde

 "ah mine'l-aşk" şeklinde bir yazı.

Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu, Tasaavuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, AH maddesi

Resim: "Ah mine'l-aşk"la ilgili yeni yazım çalışması; hem Türkçe hem Arapça

--Sufi ile Terapist--

Sûfi İle Terapist


dünya ve zaman kayıtlarından sıyrılmış bir ânın hikâyesidir

Bu şehirde aşk illaki iki insanın birbirini sevmesi manasına gelmez. 
Belki Azîz Mahmûd Hüdâyî’nin yokuşundan yukarı doğru tırmanırken insanın terlemesi manasına gelir, belki Yahya Efendi’nin orada bir akşam serinliğinde bir boğaz manzarasıdır aşk, öbür taraftan baktığınızda belki Ebû Eyyub-el Ensâri (r.a)’de iç dünyasına dalıp gitmenin adıdır.
Yahut da o derin serviliklerin altında mezarların içerisinde biraz kendisine dünya ve zaman kayıtlarından sıyrılmış bir ânın hikâyesidir.

İskender Pala